TTB’de Değişimin Yerini Statüko mu alıyor?
TTB’de Değişimin Yerini Statüko mu alıyor?
Türk Tabipler Birliği’nde değişim ne zaman gelecek? “Değişim Rüyası Yerini Uzlaşmaya Bıraktı: TTB’de İttifak Aktörlerinin Hüsranı” başlıklı haber yorum köşemizde bu konuyu ele aldık.
BSHA – Haber Yorum
“Değişim Rüyası Yerini Uzlaşmaya Bıraktı: TTB’de İttifak Aktörlerinin Hüsranı”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nde yaklaşık bir buçuk yıl önce yüksek tonda duyurulan “değişim” iddiası, bugün gelinen noktada sadece bir koltuk hesabına indirgenmiş durumda. Başlangıçtan beri asıl niyetin köklü bir dönüşüm değil, mevcut yapıyla bir pazarlık alanı açmak olduğu artık daha net görülüyor. Değişim söylemi, TTB’nin dönüşmesine değil, değişimcilerin kendi konumlarını güvenceye almaya yaradı.
Seçim sürecine “yenilik” söylemiyle giren gruplar, sürecin sonunda kökleşmiş yapıyla masaya oturmayı tercih etti. Ortaya ise ideolojik bir dönüşümden çok, statükoya rıza gösteren bir ortak liste çıktı. Nitekim Merkez Konsey’de 11 kişilik yapıda 5 koltuk almayı “başarı” diye sunanlar, bu tablonun karar mekanizmasında hiçbir anlam ifade etmediğini iyi biliyorlardı.
Değişimin Bedeli: Sessizlik ve Rıza
Gerçekte değişim isteyenler için bu tablo, büyük bir fırsatın çarçur edildiği anlamına geliyor. Çünkü değişim iddiasındaki aktörler, seçimi kaybetme ihtimali karşısında radikal bir programı savunmak yerine, geleneksel yapının hakimiyetini sürdürmesine razı oldular. Koltuk alınsın yeterdi.
Bugün gelinen noktada ise TTB’nin yeni dönem politik hattının şekillenmesinde söz sahibi olamayan bu “değişimciler”, iç tartışmalara sadece dekoratif bir çeşitlilik sağlamış gibi duruyor.
Barış Komisyonu Tartışması: İlke mi, İmaj mı?
TTB’nin yeni kurduğu “çözüm ve barış süreci” komisyonu da bu uzlaşma siyasetiyle birlikte değerlendirilmek zorunda. Komisyonun ilanı, bir kısım çevre tarafından olumlu bir toplumsal adım olarak görülse de, eleştirmenler siyasi temasları güçlendirmeye dönük bir manevra olarak okuyor. Peki, değişim iddiasıyla içeri giren aktörler bu alanda etkili olabilecek mi? Yoksa karar süreçlerinde yine seyirci mi kalacaklar?
TTB Merkez Konsey Üyesi Ali Karakoç’un, “Komisyon her iki tarafla da görüşmeli” vurgusu ise, sürecin henüz tam olarak şeffaflaşmadığını hatırlatıyor.
Sonuç: Değişim Yok, Koltuk Var
Bugünkü tablo, çok net bir gerçeğe işaret ediyor:
Değişim iddiasındaki grup, en başından beri pazarlığa razıydı değişimden değil, koltuktan yana tavır aldı.
Bu nedenle TTB içinde “değişim” hâlâ sadece bir etiket, bir iddia olmaktan öteye geçmiş değil. TTB tabanında yükselen soru ise oldukça sert: “Değişim mi istedik, yoksa değişim adı altında statükonun tahkimini mi yaşadık?”
TTB’nin önümüzdeki süreçte gerçek bir dönüşüme mi yoksa uzatılmış bir rıza dönemine mi gireceğini, bu soruya verilecek yanıt belirleyecek.
